HAKLARIMIZ _ RİGHTS

18 Aralık 2008 Perşembe

BİZİM KAHRAMANLARIMIZ; MAHİNUR SEZGİNER



O, güvercinlerin asil meleği.
Bize, hayvanların nasıl sevileceğini öğretiyor.
Ankara'da Kurtuluş Parkında çoğu sabah onu görebilirsiniz.
Güvercinleri besliyor.
Kimseye görünmeden, güvercinlerden bir şey istemeden, sessizce güvercinleri besliyor.
Güvercinlere verdiği ekmeği, evden getiriyor.
Komşuları olan pastane ve fırın sahipleri de ona, bayat ekmek ve çörek veriyorlar.
Onlar da gerçekten hayvanları seviyor.
Kış günleri kuşların yiyecek bulamayacağını biliyorlar.
Güvercinler aç kalmasın diye onları düşünüp yiyecek ayırıyorlar.
Mahinur Teyzeniz onlara yiyecek yetiştirmek için sabah yollara düşüyor.


Bugün güvercinler pek neşeli.
Neşeleri Mahinur teyzenize geçiyor. O da, onlar kadar mutlulukla bize gülümsüyor.

















Mahinur Teyze'den ikinci mektup
tarih 11.05.2009

Guzel Dostlar,

35 sene icinde, Kurtulus parkindaki agaclar ve bitkilerin yarisi yok oldu (kurudu ya da kesilip goturuldu).

Parka yeni dikilebilecek agaclar icin tavsiyem;Akasya, ihlamur, sari/pembe/mor salkim, murver, agac hanimelisi, igde, aglayan sogut (havuz basina) cam ve cesitleri, yaban gulu, alic.

Saygilarimla,
Mahinur Sezginer

NE KADAR HAKLI DEĞİL Mİ?
KEŞKE, KEŞKE BU AĞAÇLARI EKEBİLSEK.
YEŞİLİNİ KORUYABİLSEK.
KEŞKE SESİMİZİ DUYURABİLSEK


Mahinur Teyzeden, 16 şubat 2009 tarihinde bir mektup geldi.
Mektubu aynen yayımlıyorum;



Sıhhiyenin akciğeri Ankara kurtuluş parkı çaktırmadan yavaş yavaş yok edilme yolunda..

40-50 yıl evvel hayır sahibi bir hanım tarafından yalnız park olarak kullanılmak kaydıyla bağışalanan saha azar azar özelliğini kaybetmeye doğru gidiyor.

Bir çok ülkeden hediye edilen ağaçlar yok oldu. 5-10 sene evvel bakımı bir şirkete verildiği zaman büyük elektrikli testere ile kocaman bir ağacı kesip götürdüler. Aciz bir yaşlı oalrak önlerine çıktığım zaman "kurudu onun için" dediler. Bu kandırma ile her sene aralarından ağaçlar kesilip götürülüyor.

Bu yıl da eskiden dallardan gökyüzü görülmeyen ağaçları budamak uydurması ile ağaçları kele döndürdüler.

Bu alan tatile gidemeyen insanlarımızın tüpleri ile gelip piknik yaptıkları bir alandı. Spor yapanlar yürüyüş yapanlar, bebek, yaşlı hep burada nefes alabiliyordu. Torunlarımı bu parkta büyüttüm. Sahillere ulaşamayan fakir çocuklar bekçiden kurtulabildikleri zaman havuzda çırpınıp oynuyorlardı.

Önce bir köşesine nikah dairesi yapıldı. Devasa ağaçların sökülmesini üzülerek çaresizlik içinde seyrettim.

Sonra Atatürk spor tesisleri yapmak için bir çok ağacı yok ettiler. Atatürk spora karşı değildi ama onun adına yetişmiş ağaçların yokedilmesine de razı olmazdı diye düşündüm. Aynı alanda buz pateni sahası ,düğün salonu yapıldı. Bugün onlar da işlevini yitirmiş halde. Aynı ağaç katliamı.. Bir kenara da hayvan hastanesi yapıldı.parkın Hacettepe tarafı da yavaş yavaş araba parkı olma yolunda.

Bu arada bir kaç büfe. Ağaçların yok edilmesine kayırılmış belediye personeli hizmet veriyor. Bu binaları yapmak için ille de parkı talan etmek mi lazımdı?
Başka yerde bir yer bulunamaz mı idi?

Sonra parktaki havuzda kırmızı balıklar ürerdi. Askeriyeden gelip kendi havuzları için balık götürürlerdi. Şimdi havuz çirkef gibi. Ağaçların altı kabartılırdı. Yeni ahli kırık taş dökmüşler, dökülen at kestaneleri bile artık daha küçük.

Bu alanı bağışlayan hayırlı insanın kemikleri sızlıyordur. Varislerini tanımıyorum. Bağışlama şartına uymadıkları için bu araziyi geri alabilme hukuksal yetkileri vardır.
Aksi takdirde aç gözlü talancıların bu parkı perişan hale getirerek kendi ard düşüncelerine alet edecekleri doğrultusunda kaygım var.

79.5 yaşında bir Atatürk çocuğu
MS

Hiç yorum yok: