HAKLARIMIZ _ RİGHTS

12 Şubat 2017 Pazar

Bir Gün Bir Küçük Kız Çocuğu Sevinçle Uyanacak

Bir gün bir küçük kız çocuğu; sevinçle uyanacak.

(Resim; Selvika)

Heyecanlı olsa da güzel bir kahvaltı yapacak. Tertemiz, pırıl pırıl giyinecek. Saçının taranmasına izin verecek. Annesinin babasının ya da öğretmeninin ya da onu çok seven ve ona bakan birinin elinden tutacak ve sokağın başına doğru yürüyecek.
Komşuları, mahalleden tanıdıkları onu görünce gülümseyerek selam verecek. O da utangaç bir gururla onları selamlayacak.
Masallardaki gibi süslenmiş bir minik araba, alacak onu evinden. Arabayla ak saçlı bir yaşlı ninenin evine gidecekler. O da kız çocuğu gibi kahvaltısını etmiş, tertemiz pırıl pırıl giyinmiş olacak. O da saçlarının taranmasına o gün için izin vermiş ve onu bekliyor olacak.
Ve birlikte neşe içinde yola çıkacaklar.
Yolda onları gören diğer arabalar korna çalarak, yayalar ise onlara coşku ile el sallayarak selamlayacak.
Herkes ama herkes o nine ve kız çocuğunu içten gelen bir saygı ve sevgi ile selamlayacak.
Bu iki hanımefendi çeşitli yollardan geçerek Meclis'e gelecekler. Hani ülkelerin halkı temsil etmek için seçilen milletvekillerinin olduğu kocaman binaya. Seçilmiş milletvekillerinin halkın hakları için yeni ve güzel yasalar çıkardığı büyük binaya.
Meclis binasının önünde, o iki hanımefendiyi Meclis'in başkanı karşılayacak. Onların arabadan inmelerine ve büyük kapıya kadar gelmelerine eşlik edecek.
Orada onlara bir anahtar teslim edecek. Küçük kız çocuğu ve büyük büyük nine o anahtar ile kapıyı açacaklar. Bütün millet vekilleri onları tatlılıkla ve saygı ile alkışlayacak. Meclis'i böyle açmaktan ve halkın hakları ile ilgili çalışmaktan onur duyacaklar.
Bu seramoni her gün ama her gün adalet içinde seçilmiş başka küçük kız çocukları ve ak saçlı büyük ninelerle devam edip gidecek.
Her gün bir kız çocuğu sevinçle uyanacak.
Her gün bir ak saçlı nene ile bir küçük kız çocuğu mutlu mesut uyuyacak.
Bu dünyada kadınlar,anneler, kız çocukları, neneler, ablalar hep mutlu yaşayacak.
Onlar mutlu olduğu için de insanlık mutlu olacak.
Bir ülke bir toplum böyle böyle iyileşecek, herkes herkese saygı gösterecek, herkes eski neşesine kavuşacak.

BÜYÜKLERE NOT; Lütfen fikrimi çalarak kirletmeyiniz

Çocuklar için Permakültür'e Giriş/ Balkonda Saksıda Domates Yetiştirmek




Sevgili anne ve babalar;
Çocuklar balkonda bir çok sebzenin yetişmesine tanık ve katılımcı olarak büyüyebilirler.
Bunlar onlar için hayati bilgiler.
Bizim kuşak orta okul sırasında pamuk arasında fasulye nohut yetiştirmiş kuşaktır.
Çocukların geleceği için onlara ister balkonda saksıda ister tabakta pamuk arasında; bazı sebzeleri ve bakliyat çeşitlerini, soğan ve sarımsağı hatta kavun ve karpuzu yetiştirmeyi öğretmek lazım.


Çocuklar da istiyorsa eğer.
Eğer çok ilgili değilse biz anne baba olarak yetiştirelim, onlar da tanık olarak, görerek, öğrensinler derim ben :)
Birlikte yapılabilecek en güzel etkinlik ve hayat bilgisi dersi.
Fotoğraftaki küçük hanım bizim Kukili Hanım.


Kukili Hanım her sabah uyanıp nenesinin evine indiğinde sordu; "Bugün domatesler su içti mi?"
Nenesiyle birlikte domateslere ve çiçeklere su verdi.
Not; yazı ve fotoğrafı izinsiz kullanmayınız. Yasal haklarım Saklıdır

Hey Büyükler... Heyyyyy... Heyyyyy



Hey büyükler… Heyyyy… Heyyyyyy


Ama ben size sesleniyorum, beni neden duymuyorsunuz?
Beni siz duymazsanız kim duyar? Kim korur ve esirger beni?
Sizi anlıyorum, siz bizi korumaya çalışıyorsunuz?
Sizi tanıyorum, siz hem kız çocuklarını hem erkek çocuklarını hem annelerle teyzeleri kötü davranışlardan korumaya çalışıyorsunuz. Sizi biliyorum. Sizi seviyorum
Ama bizi korumaya çalışırken hep yılgın, çaresiz halimizin fotoğrafını yayımlıyorsunuz.
Bizi korumaya çalışırken yüzümüzü dizlerimizin arasına gömmüş, zavallı bir halde fotoğraflıyorsunuz
Bizi gözyaşları içinde gösteriyorsunuz
Morluk ve şişliklerle resmediyorsunuz
Bizi utanç içinde sunuyorsunuz
Bu olmaz, çocukları böyle göstermek kötüleri cesaretlendirir.
Bizi utançla, çaresizlikle, yılgınlıkla tanımlamayın lütfen.
Biz güçlüyüz. Hayat doluyuz. Daha serpileceğiz, gelişeceğiz, büyüyeceğiz.  Güle oynaya büyüyeceğiz.
Heyyyy, heyyyyy
Ya ablacığım sen ne yapıyorsun ya?
Kız çocuklarını,  genç kadınlar gibi makyajlı, rujlu, topuklu pabuçlu, incili kolyeli, çok sevimli, çok güzel göstermeyi neden bırakmıyorsun?
Biz bütün çocuklar, çocuk olmaktan dolayı güzeliz zaten.
Çocuk olmamız bizi korunmanız için yetmiyor mu?
Bizi öyle gösterdiğinizde kötülük düşünenler daha çok oluyor.
Bizi korumaya çalışırken neden bunları düşünemiyorsunuz?
Neden gazetenizde, ilanlarınızda, afişlerinizde ve sosyal medya sayfalarınızda buna dikkat etmiyorsunuz?
Heyyyy…Heyyy…hey
Dikkat edin biraz ya… :)
Dikkat ediiiiiiinnnnn  <3 p="">
resim; Selvika
metin; Güven

Mercan'ın Çalışmalarından Bir Kaç Örnek


Mercan .

Bahçede ölen kırlangıç yavrusu için arkadaşı Miran ile birlikte  gömü töreni yapan bir çocuk,

Aynı zamanda çılgın bir rocker.

Fotoğraf çekmeyi ve bisiklete binmeyi seviyor.

Dünya Su Günü için boyadığı tişört ile;



Süt yüzeyinde gida ve deterjanla yaptığı bir tür ebru;


Ahşap ve iplerden yaptığı yaylı düzenek;



Ve gerçek bir prodüksiyon;
Bir çocuğun kalbinden, Mercan'dan  duygu ve muziplik dolu bir film;

"Meraklı Kedi Mırmır"

https://www.facebook.com/osmannuriaydn/videos/1275578125887054/

Dünyamızın Güzel İnsanları - Muhammad Ali Clay

Hakuka sayfamız boks sporuna yakın değil. Ama Muhammad Ali için, bir tek onun için ve bir defalık bir ayrıcalık yaptık.
Bazıları onu sadece dünya şampiyonu bir boksör olarak tanıyor. Muhammad Ali aynı zamanda çocukların, yoksulların, sokaktaki insanların haklarını iyi savunan bir insandı. Öyle ki; antrenörü Bundini önemli bir maçta onu; "Dans et şampiyon; kimsesizler yurdundaki yalnız çocuklar için dans et... Çocuklar için salla yumruklarını. Kiralarını ödeyemeyen işsizler için dans et... Emekli maaşı alamayan yaşlılar için... Yoksullar adına şampiyon, yoksullar adına... Dans et şampiyon. Hadi oğlum dans et. Savaş onlar için..." diyerek motive etmişti. İşte bu denli insancıl, çocuksu ve şairane bir adamdı.
Ömrü boyunca köleliğe ve ırkçılığa karşı çıktı. Savaşa karşı çıktı.
1942 yılında yoksul bir ailede doğdu. Çocukluğu ve gençliğinde; doğduğu Kentucky'de beyazlarla zencilerin otelleri, lokantaları, sinemaları hatta otobüsteki yerleri ayrıydı. Beyazların; zencilerin onlarla oturmasına izin vermedikleri karanlık bir zamandı.
Muhammad Ali için sokaklarda oynarken bir oyun gibi boks ringine geçti denilebilir ve daha on iki yaşında bir çocuktu. Çok çalıştı. Daha on sekiz yaşındayken Roma Olimpiyatlarından altın madalya ile döndü. Döndükten iki gün sonra bir lokantada yemek yemek istedi ama o lokantada zencilere servis yapılmadığı bildirilince Roma’da aldığı madalyayı Ohio nehrine fırlatıp attı.
Vietnam Savaşı sırasında askere çağrıldığında gitmeyi reddetti.
"Ben özgürlüğümü istediğim zaman bana karşı çıktınız. Hakkımı aradığımda bana karşı çıktınız. Eşitlik istediğimde bana karşı çıktınız. Benden bir yere gidip sizlerin uğruna savaşmamı mı istiyorsunuz?
"Fakirleri öldürmek için on bin kilometre yol gidip savaşmayacağım..." diyerek karşı çıktı. Bu nedenle beş yıl hapis on bin dolar para cezası ile yargılandı. Lisansı elinden alındı. Para kazanamaz oldu. Zor günler geçirdi. En sonunda mahkemeyi kazandı. Aklandı. Sonra yaptığı spora geri döndü. Çok başarılar kazandı.
O sadece özgür olmak istiyordu. Dünyanın bütün insanlarının özgür olmasını istediği gibi.
Muhammad Ali Clay'ı saygıyla sevgiyle uğurluyoruz.

Bir Çocuk Şarkısı- Siz Büyükler Yetişkinler


Siz büyükler, yetişkinler doğayı sevin yeter.
Kim keser ağaçları
Kim satar ormanları
Siz büyükler, yetişkinler doğayı sevin yeter.

Siz büyükler, yetişkinler insanı sevin yeter
Kim yapar savaşları
Ağlatır çocukları
Siz büyükler, yetişkinler insanı sevin yeter

Siz büyükler, yetişkinler dünyayı sevin yeter
Kim kirletir suları
dereleri, çayları
Siz büyükler yetişkinler dünyayı sevin yeter

Siz büyükler, yetişkinler hayvanı sevin yeter
Kim kapatır onları
Kim yok eder soyları
Siz büyükler, yetişkinler hayvanı sevin yeter

Yıllar önce belediye kreşinde çalışırken çocuklar için yazmıştım. Çocuklarla birlikte söylemiştik. 
İnsanlık ilerlemiyor geriliyor sanki.

Madde 14


























Madde 14)
Biz çocukların düşüncelerini geliştirmeleri ve istedikleri dini seçmeleri hakkına saygı gösterilir.
Bu konuda bizi yetiştirmekle yükümlü olan büyüklerimizin de bize yol gösterme hakları ve görevleri vardır.
Büyüklerimizin bize yol gösterme haklarına ve görevlerine saygı gösterilir.




Büyüklerimizin bize yol gösterme haklarına da saygı gösterilir



Sevgi - Albert Einstein ve İrem

"...
Sevgi Işıktır,
Sevgi, sevgi alıp verenleri aydınlatır.
Sevgi yer çekimidir,
Çünkü sevgi insanların birbirine çekim duymalarını sağlar..."
Albert Einstein
ireşenel

"Çocukları korumak bütün büyüklerin en önemli görevidir"
İrem böyle söylüyor

Çocuk, Oyun, Sevgi...Hele de Satranç

"Biz insanlar;
eğer E=mc2 yerine,
dünyayı iyileştirecek olanın;
enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılması sonucu olan sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek, şu sonuca varırız:
sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur."
Albert Einstein
şenel
Kuzumuz;
Glib GRABOVSKY satranç oynuyor.
Oyun bütün çocukların en doğal hakkıdır.
Hem onları hem oyunlarını pek seviyoruz.

Bir Çocuktan Başka...






Kimdir kağıt kayıklarla okyanusları aşan
Bir çocuktan başka
Kimdir dünyayı göz bebeklerinde taşıyan"

Çocuklar İçin Belediye Başkanları

Teryzeciğim, amcacığım; bizim belediye başkanımız olur musunuz?
Bizim başkanımız olsanız, güzel ve güvenlikli bir şehir oluştursanız.
Ben okuluma giderken, "Ohh" diye bağırsam.
Annemle, caddede yürürken, "Bizim kentimizde her yer, ne kadar güzel" diye mırıldansam.
Dedemle parka gittiğimizde, " Çok mutluyum" diye kıkırdasam.
Nenemle, parkın yanındaki alanda spor yaparken,
"Keşke dünyadaki tüm çocuklar da gelip burada yaşayabilseler" diye dilekte bulunsam.
Ablamla mahallemizdeki kitaplıktan kitap alıp dönerken, barış şarkıları söylesem.Annemle babam işten gelince, birlikte şehir merkezindeki konsere giderken "Yaşasın, yaşasın, yaşasın" diye coşsam.

Hep güvenlikte olsam.
Herkes, ama herkes güvenlikte olsa.
Bir yer; herkes güvende yaşarsa şehir olur değil mi?
Şehirde yaşayanların en temel hakkıdır güvenlik.
Bir yer; çocukların, arkadaşlarının, annelerinin, babalarının, öğretmenlerinin, dedelerinin, nenelerinin, komşularının, kardeşlerinin, çomarın, mırnavın, cikcikin yuvası olursa, şehir olur.
Siz başkanımız olsanız; her yer, herkes için güvenli olsa.
Siz, herkesin başkanı olsanız.
Herkes sizi tanımasa bile, siz herkesi tanısanız. Sorunlarıyla ilgilenseniz.
Soluduğumuz havayı,
içtiğimiz suyu,
toprağımızı,
çevremizi,
parklarımızı,
sokaklarımızı temiz tutsanız.
Trafiği insanlara göre düzenleseniz.
Karşıdan karşıya korkmadan ve koşmadan geçebilsem.
Üst geçitlere tırmanmak zorunda kalmasam.
Alt geçitlere inmek zorunda kalmasam.
Bunların benim hakkım olduğunu bilseniz.
Arabalar kaldırımlara park etmese.
Yürüme yollarımız engellenmese.
Biz çocuklar okuduklarımızdan çok gördüklerimizden, yaşadıklarımızdan etkileniriz. Tarihi binaları kullanarak tarihi öğrensek. Müzeleri gezsek ama tarihi binaları; tiyatro, sinema, kitaplık, hastane, gar olarak kullanarak ve saygı duyarak öğrensek.
Herkes tiyatro izleyebilse, tiyatroda oynayabilse. Herkes sergi izleyebilse, resim, heykel yapabilse. Herkes okuyabilse, yazabilse. Herkes bir işle uğraşabilse.
Annelerin, komşu teyzelerin, nenelerin evde ürettikleri örgüler, danteller için fuarlar, festivaller düzenlense. İşlerini geliştirmeleri için desteklense. İşleri büyüse. Bizlere hizmet vermek için siyasetle uğraşmaları engellenmese, desteklense. Mutlu olsalar. Şehrimizi de dünyayı da çiçek gibi yapsalar.
Görme, işitme, yürüme, düşünme engeli olan çocuklar için eğitim, dans, müzik, diğer sanat dallarıyla ilgili çalışmalar yapılsa. Yeteneklerini kullanarak para kazanmaları sağlansa. Sanattaki , bilimdeki başarılarıyla gururlanılsa.
Şehir merkezlerindeki meydanlar; hakkımız olduğu gibi; çocukların oynaması, yaşlıların dinlenmesi, gençlerin eğlenmesi, kadınların gezmesi için kullanılsa. Meydanlar, sanatsal heykellerle, palyaço gösterileriyle, sergi, sinema ve tiyatro salonlarıyla zenginleştirilse.
Her çocuğun annesiyle babasına gelir sağlayacak işler oluşturulsa.
Şehrin her tarafına, parklara, refüjlere, uygun kaldırımlara, koruluklara bizim de sulayarak, çapalayarak bakabileceğimiz meyve ağaçları dikilse.
Ama meyveleri sadece çocuklar yese.
Şaka yaptım. Meyveleri herkesin olsun.
Sonra bu ağaçlara kuş barınakları yapsak.
Teyze, amca bizim belediye başkanımız olsanız.
Vermek zorunda olduğunuz hizmetlere "yardım" demeseniz.
Bunların zaten bizim hakkımız olduğunu bilseniz.
Kentli haklarını, yaya haklarını, insan haklarını bilseniz.
Birlikte güzel bir hayat oluştursak.
Not: 1; Bu yazı; Kentli Hakları ile Yaya Hakları metinlerinin maddelerinden oluştu
Not: 2: Fotoğraflarını kullandığım; Metin Yurdanur'un Ankara, Yüksel caddesi'nde yer alan "İnsan Hakları Heykeli" adını verdiği çok güzel bir eseridir.